28 Temmuz 2016 Perşembe

Japonlar Duygusuz mu??

Cuma günü iş yerinden samimi bir arkadaşımla öğle yemeğindeyken,telefonda ufak bir işim vardı,özür diledim,beş dakika istedim.”Yok yok önemli değil.Bak işine”dedi.Gayet sohbetin doğal akışıyla da ekledi.”Kızkardeşim büyük ihtimal kan kanseriymiş.Şimdi hastanede.Test yapıyorlar da,canı sıkılmış.Ben de onunla konuşuyorum..
Ne diyeceğimi bilemedim.Arkadaşımın gencecik kardeşinin kanser olma ihtimaline mi üzüleyim,bunun sohbet içinde böyle normal bir şeymiş gibi geçmesine mi şaşırayım..
Ha işte böyle kaba bakınca olaya,sanıyorlar ki Japonlar duygusuz.Ama öyle değil işte..Görebilene tabi.
Çünkü konuşmanın devamı şöyle gelişti(arkadaşıma Candy ismini koydum);
Ben:Aaa çok geçmiş olsun.Umarım sonuç negatif çıkar.(Ben ondan çok yıkılmış görünüyorum bu arada..)
Candy:(Gülerek) Sağol.
Ben:Ya birşey diyeceğim.Böyle zamanlarda kültür farkı diyorlar ya,işte onu çok iyi anlıyorum.Biz Türkler olsak,sabahtan işe şiş gözlerle gelir,hatta gelmeyebilebilirdik.Oysa daha sonuç belli değil.Olsa da yıkılıp ne yapacaksın.Dik durup ne yapmak gerektiğine kafa yormalı değil mi?
Candy:Bilmem.Öyle heralde.Ben dün akşam öğrendim.Şok oldum elbet.Ama zaten yaırn yanına gideceğim.Morali de yerinde.Önemli olan o.Annem 2 aydır biliyormuş.Hiç belli etmedi.Dün konuşunca,”Tamam kızım yediğine içtiğine dikkat edeceğiz.Ben yarın yanına geliyorum.Halledeceğiz” dedi.Ben de anne olarak çok güçlü buldum.
Ben:Annen kardeşinin,senin yanında perperişan olmanın değil,dik durabilmenin size daha iyi geleceğini nasıl da biliyor.Ona çok saygı duydum.
Konuşma böyle bitti.Başka şeylerden bahsettik.Benim aklımdan doğum hikayem geçti.Daha sancıların başlamasıyla annem odada gözyaşlarını boşaltmıştı. 🙂Duygusal toplumuz biz yapacak birşey yok.Ben de zaten canım burnumda,terslemiştim.Ama duygusal milletiz işte biz.Olmuyor.Ben de sulu gözüm.Meyra doğurusa yanıda olursam,gülerek bekleyebilir miyim bilmiyorum.Ama yürekten dener.Çünkü ben de aynen annem gibi duygusallığım ve yufka yürekliliğimden,Meyra’nın gelmesine henüz çoook saatler olduğunu öğrenip eve gönderdiğim annemin,sancıdan geberirken gelen aramalarına gülerek cevap vermeye çalışıyordum.Üzülüp ağlamasın diye.Annem de “ben duramıyorum!Gelcem.Olsun sabah kadar beklerim” diyordu.
Kanımca herşeyin fazlası zarar arkadaş.Hayatın zolruklarına karşı duygularını tutabilmeli insan tabi.Ama fazla tutup tutup da,sonra en gereksiz sebeple kendini trenin önüne atmamalı..Herşey denge meselesi.
Diye düşünürken ben,Candy’nin gözü telefona ilişti.Kısık sesle kendi kendine konuşur gibi “insan kardeşini kanser olabileceğini öğrenince..Ben olayım yerine.O’na bir şey olmasın” dedi..
İnsan her yerde insan.Can her yerde can..
Not:Dün öğrendk ki çok şükür kardeşi kanser değilmiş. 🙂 Başka zor bir hastalık çıkmış.Ama iyi olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder