27 Temmuz 2016 Çarşamba

Japonya, Tıp

 Türkiye’deyiz üç gündür ve şimdiye kadarki en ağır jetlagimizi yaşıyoruz..Uykuyu geçtim yeme içme hiçbir düzen kalmadı.Yakında benim vücut bile iflas edecek ki,aman Meyra yorgun düşüp hasta olmasın diye aklım gidiyor.Çocuk hasta oldu mu zor..Hastane,doktor ,güven..
 Japonya’da çok güvendiğimiz bir doktorumuz var çok şükür ama “aman orada içimiz pek rahat” da demiyoruz yani. Azıcık karşılaştırayım diyorum.Japon tıbbını öveceğim sanmayın.Bu konuda gerçekten karar veremedim 🙂 Anlatayım siz söyleyin 🙂
 “Japon’un tıbbı da süperdir.Herbişeyin çaresi vardır orda be!Zaten adamlar 100 yaşına kadar yaşıyo!Ulen ölmez insan Japonya’da! sananlarınız vardır.Amma bu konu da sanıldığı gibi olmayan mevzulardan biri.Hani teknolojiden bahsettim ya,bu tıp meselesi de biraz öyle Japonya’da.Temkinli olmaktan gelen bir geri kalmışlık var.Geri kalmışlık demiyeyim de bilerek arkadan ilerleme..
 Mesela hamileyken Türkiye’de hemen doktor elinize verir reçeteyi,git şu şu vitaminleri al diye.Ben uzun araştırmalar sonucu Japonya’daki doktoruma “folik asit alayım mı?”diye sormuştum.”Biz kendimiz söylemeyiz ama alırsan zararı yok.Yararı olur”demişti.E be kardeşim ne söylemiyosun o zaman!Üşengeç bir insanım ben.Sen diycen ben yapıcam”diye bir kıl olmuştum.Ama bir taraftan beni araştırma mecburiyetine soktuğu için sevindim sonradan.Çünkü çok şey öğrendim.Gerçi hala kılım.Söylemesi gerekir bence 🙂
 Sonra mesela bizde bebekler 4 ayını doldurdumu hemen D vitamini demir damlası dayanır.Japonya’da herhangi bir gelişim geriliği,eksikliğini düşündürecek herhangi bir belirti olmadan ne ölçümü yapılır ne damlası verilir.Ben bu konuda da çok arada kalmıştım.Türkiye’deydim o zaman ve doktora “yaz ortasındayız,yazlıktayız ve kızımı hergün saat sabah saatlerinde ve akşam 5’ten sonra dışarı çıkarıyorum.Bu D vitaminine neden gerek var?”diye sordum.Kemküm ederek “İşte herkesin o imkanı olmadığı için ortak bir prosedür”diye cevap verdiği an,Japon tarafında olmaya karar verdim!
 Bir mesela da şöyle ki,Türkiye’de ilaç,antibiyotik vermeye pek meraklı doktorlarımız maalesef.Elbette hepsi değil.Sadece genelleme yapıyorum.Benim babam da doktor.Lütfen ilaç sevdalısı olmayanlar üstüne alınmasın.Ama doktora gittiniz mi,illaki eliniz kolunuz ilaç hatta bazen antibiyotik dolu geri geliyorsunuz..İşte benim burada doktora gitmek istememe sebebim bu..Japonya’da ise özellikle çocuk için ateş düşürücü bile vermezler kolay kolay.En fazla rahat uyusun diye balgam sökücü,öksürük için birşeyler.Antibiyotik zaten en son çözüm.Ben tabiki doktor değilim ve sadece kişisel okuma ve araştırmalarımdan kendi fikrimi söylemem gerekirse,çok gerekmedikçe ilaçsız taraftayım.Çünkü çocuk dediğin hastalıklarıyla bağışıklık kazanacak.Ateş dediğin onun mikroplarla savaşma silahı.Onu hemen silahsız bırakmak yerine,sadece kontrol altında tutmalı ve eğer kontrolden çıkmaya kalkarsa,”dur bakalım!”demeliyiz bence de..
  Neyse bu konuyu uzmanlarına bırakalım ve devam edelim.Şimdi şu yukarıda yazdıklarım Japonya’nın iyi güzel yanları.Bana göre.Şimdi yazacağım ise işte iyi mi kötü mü karar veremediğim taraf..
 Japonya’da bir doktordan duyduğuma göre,(evet biraz fazla soruyorum ondan 🙂 ) dünyada yeni çıkan bir aşı,yeni başlayan bir tedavi,yeni keşfedilen bir ilaç,ancak herhangi bir yerde kullanılmaya başlamasından 10 yıl sonra Japonya’ya girebiliyormuş.Temkin dedim ya.O 10 yıl içinde sonradan ortaya çıkan bir yan etki,bir başarısızlığı yoksa ve gerçekten işe yarıyorsa,işte o zaman girebiliyormuş.Temkinli olmak diye buna denir.İnsan hayatına önem vermek..Fakat beni düşündüren,Peki o 10 yıl içerisinde belki de o tedavi sayesinde kurtulacak hayatlar..Bunu düşünmemi sağlayan da tam Türkiye’ye gelmeden önce duyduğum bir haber..
 Japonya’da henüz çocuklar için yapay kalp uygulaması izni olmadığından 6 yaşında bir çocuk hayatını kaybetti.Yani belki bu yüzden değil ama yapay kalp olsaydı belki hayatına devam edecekti..
 Doğrudur,kısmet kader mukadderat diye bir şey vardır belki ama mesele çocuklar olunca,zararsız bir vitamini verirken de,hayat ışığı olacak bir kalbi kullanırken de ne erken gitmek ne geç kalmak lazım öyle değil mi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder